Ready.
Not: Bu sayfa henüz yeniden yazılmadı. Daha evvel on-line neşrettiğim e-mektubumdan aynen naklettim. İsterseniz USA (İngilizce) nüshasını okuyabilirsiniz.
Soru şu: Memleket-genelinde, "düz vatandaş"tan ayrı, onun üstünde, onun hakkında fikirler yürütebilme, takib edebilme noktasında olan "polis", "istihbarat servisi" gibi ayrı bazı grubların olması hakikaten lazım mı?
Cevab şu: Hayır.
Alternatif Asayiş Sisteminin prensipleri şöyle:
Herkes imkanı yettiğince kendini korumaya hazır olsun. Koruyacağı malı, mülkü, canının değeri nisbetince korumalar tutsun.
Grublar, şirketler için, daha fazla ihtiyaç ve de imkan olacaktır, muhtemelen.
Şahıslar için, anlaşıp, ortaklaşa da tutulabilir.
Koruma tutma ihtiyacı/vazifesi daha çok maddī imkanları olanlara düşeceğine göre, etraftakileri, imkanı olmayanları korumak da, güçleri nisbetince katkıları, kendilerini tehlikede bırakacak seviyeye gelmeden, bunlara düşer.
Hz. Muhammed'in (s.a.s.) bir hadisi buraya tam uyuyor:
Bir zulüme/haksızlığa eliyle karşı çıkabilecek olan, eliyle karşı çıksın. Diliyle karşı çıkabilecek olan, diliyle karşı çıksın. İkisini de yapamayan, içinden karşı çıksın. Hiç birini yapmayan dilsiz şeytandır.
Bu, üç safhada, şunları sağlıyor:
Adalet, ve kötü-niyetli, kanı kaynayanların şevkini kırmak.
Herkesin, gücünce HAZIR olduğu bir memleketten bahsediyoruz. Sadece, şiddetten extra bir çıkar bekleyen kötülerin değil.
Yaptığı haksızlığı belki düşüncesizce yapmışları ikaz etmeye, onlar yine de vazgeçmiyorsa, bu arada başkalarını da hadiselerden haberdar edip, belki onların bizzat müdahalesini tetiklemek.
Bir süre sonra, "Canım, ne çıkar ki?" şeklinde, başta beğenmediğiniz hareketlerin bile, zamanla makul bulunması. Beğenmemekte, ne yapılması gerektiğinde, içinizden bile olsa, aktif olun. Belki, bir gün elinize imkanları da geçer.
Bunu (beyin yıkanmasına karşı korunmayı) anlamak için, biraz sosyal psikoloji okuyun. Cognitive dissonance, vs.
Yani, sizden beklenen şeytan değil, bir nev'i melek olmanız. Herkes, hem kendine, hem etrafındakilere ciddiyetle göz kulak olursa, bu olur. Başka türlü değil.
Küçük bir misal/anekdot: Hep "en polis devleti" diye bilinen Almanya'da bile, sistemde asıl kritik faktör, halkın işbirliğine meyilli/hevesli/kararlı olması olabilir. Anekdot. Kendim bizzat gidip görmediysem de, son derece mākul buldum. Burada da, nakletmiş olayım.
Memlekette kim kimi tanıyor, ve kendi açık imzasıyla fikrini ifade etmek istiyorsa, bunlar şahsa ait, herkese açık dosyalarında tutulabilir. (Belki, bazı yazılara, grub-access kısıtlamasıyla.)
Bilhassa, "koruma" olabilecek şahıslar için, gerekli şartları nasıl karşıladığını da açıktan bilmek, ve hayatı boyunca neler yaptığını da bir arada bulabilmek için. İhtiyaç duyanlar, korumalarını bu ehliyetli şahıslar arasından seçebilir.
Extra Fayda: Bu, evlenecekken de faydalı olabilir. Müstakbel gelin veya damat hakkında...
Veya, müşterek iş yapacaksanız...
Kim, ne zaman, ne yapmış? Kim, nasıl, yakalamış? vs. vs.
Bir suç, suçlu, şüpheli vak'a teşhis edildi mi, bunlar hem alakalı vak'alarla irtibatlandırılarak, hem de şahısların dosyalarına irtibatlandırılarak açığa konulsun.
Genel kural: Vak'a ne kadar açıktandıysa, bunun hakkında malumat da en az o kadar açıkta olmalı. Suçun kayıtlarında gizlilik istisna olmalı (o da, belki).
Burada bahsedilen, zararlılara karşı bir şey. Bu asla "Gücüm var. Etraftakilere kabadayılık yapabilirim." haline gelmemeli.
Binaenaleyh, herkes, sadece kendini ve etraftaki korumasızları korumakla değil, veya bunun bir çeşidi olarak etraftaki diğer güçleri de Akl-ı Selīm dahilinde tutmak için gözünü açık tutmalı.
Bu, ilk başta kulağa gelmiş olabileceğinden, çok daha makul bir şey. Zira, her grubun etrafında irili ufaklı başka grublar olduğunu düşünecek olursanız, bunların hepsini müşterek bir noktada toparlayacak olan Hak ve Adalet hissidir. Herkes, etrafında haksızlığa müsamaha etmesinin neticelerini dikkate alıp, haksızlık yapmama noktasında anlaşacaklardır.
Herkes, evvela, hemen yakınındaki grubları, daha az olarak bir ötesindekileri, vs., gözaltında tutup, gerektiğinde başkalarını da yardıma çağırmalı.
Büyük bir mesele olduğunda, veya coğrafi-veya-ihtisas sınırları aşıldığında, başka grublarla, yine networkler üzerinden, haberleşilip, müşterek operasyonlar düzenlenmeli.
Şimdi "İyi de o zaman, herkes zulüme māni olursa, işkenceyi falan kim yapacak?" diye aklınıza bir soru takılabilir. Aslına bakarsanız, biz bunun hiç olmamasını zaten ideal kabul ettiğimizden, ayrıca eklemek için bir gayret de göstermedik. Böylesi iyi. Siz de zamanla alışırsınız.